2020 yılında doğal taş sektörü için iyi şeyler ve kötü şeyler oldu:
* Doğaltaşa olan bireysel ilgi arttı. İnsanlar normalde kültür ve gezi için ayırdıkları bütçeleri, evlerini ve dairelerini güzelleştirmek için harcadılar. Örneğin ABD ekonomisi 2020’de % 3,5 azalsa da konutsal yatırımlarda % 3’lük bir artış oldu.
* Ayrıca ticari binalar ile de taş endüstrisi bu yılı çok iyi geçirmiş gibi görünüyor. Başlatılmış projeler, her şeye rağmen bitirildi. Bu yıl yenilenen siparişlerine göre de olumlu değerler, olumsuz değerlere ağır basmakta. Ancak turizm ve eğlence sektörüyle ilgili projelerde hareket yok. Oteller yeni planlar yapmıyor. En fazla mevcut binaların yenilenmesi söz konusu. Aynı durum, tüm büyük ölçekli altyapı projeleri için de geçerli. Doğaltaş sektörü için bu 2021’de daha az taşın satılacağı anlamına geliyor. Ancak daha az miktarda taş daha yüksek fiyatlara alıcı bulacak.
* Dünya taşımacılık sektörü ise dengesini tamamen kaybetti. Şu an taşımacılık bedelleri inanılmaz yüksek. Şu anda sorulacak en ilginç soru eğer maliyetler Covid-19 öncesi dönemdeki seviyelerine dönmezlerse ne olacağı. Bazı insanlar bunu öngörüyorlar.
* İklim değişikliğine karşı mücadele taş endüstrisine de ulaştı. Mimarlar tedarikçilerinden materyellerin karbon ayak izi konusunda açık bilgi istiyorlar. Taş sektörü bu alanda oldukça iyi bir konumda. Ancak yakın zamanda yaptığımız bir röportajda Amerika Doğal Taş Enstitüsü başkanının da söylediği gibi pazarlama aşamasında sektörün bu güçlü yanına daha çok dikkat çekmesi gerekiyor.
Özetlersek:
1- 2021 devam etmekte olan Covid-19 kısıtlamalarına rağmen, doğaltaş sektörü için güzel bir yıl olabilir. Sektörün başarması gereken şey 2020 yılında yakaladığı talep patlamasını 2021 yılına yansıtıp bunu sürdürebilmek.
2- Genel olarak sektör “yeşil” ürünlere olan artan talepten iyi fayda sağlıyor. Sektörün tüketiciye bu konuda sesini duyurması gerekiyor.
3- Yakın dönemde taşıma maliyetleri düşmeyecekmiş gibi görünüyor. Bu doğaltaşların dünyanın her yerinde görücüye çıkışının sona erdiği anlamına gelmiyor. Ancak ucuz ürünleri taşımak artık karlı bir iş olmayacak. (En azından an itibariyle) İhracatçılar yeni bir stratejiye adapte olmak zorunda kalacaklar: Yurtdışında sadece düşük fiyatlarda satabildikleri ürünlerini iç piyasa da satmaları veya kendi fiyatlarını daha da aşağıya çekmeleri gerekecek.
4- Özel ürünler ve bitmiş ürünler ise taşıma maliyetlerine rağmen kendi pazarlarında satılmaya devam edecekler. Ancak ihracatçılar tüketicilere bu ürünleri nasıl kullanacaklarını göstermek için pazarlamalarını geliştirmeliler. Buradaki pazarlama teması ilham olmalı.
5- En önemlisi de şu, yerli üreticiler eco-trendden faydalanacaklar. Ancak örneğin Avrupa’da “yerli” tabiri tek bir ülkenin ürünü anlamına gelmekten çıkalı uzun zaman oldu. Daha çok bulunduğu kıtaya hitap etmek için kullanılıyor. Bu noktada Türkiye de bir Avrupa ülkesi olarak değerlendiriliyor. En azından bu konuda.
Dolayısıyla orta vade:
- Piyasayı yalnız fiyatla fethetmiş ucuz ürünlerin ihracatı için zorlu bir dönem.
- Kullanım potansiyelleri kanıtlandığı takdirde özel ürün çeşitleri için iyi bir dönem.
- Yerli üreticiler açısından da iyi bir dönem.
- Genel olarak taş sektörü için doğallığından kaynaklı iyi bir dönem.
*****************************************************************
PETER BECKER:
Stone-Ideas.com’un genel yayın yönetmenliğini üstlenen Peter Becker, Berlin Teknik Üriversitesi’nden mezun. Sonrasında doğaltaş konusunda araştırmalar yayınlayan günlük Tagesspiegel Gazetesi’nde doğa bilimleri ve mühendislik editörlüğü yaptı. 2007’de doğaltaşın mimari, tasarım ve sanatta kullanımına yönelik yeni fikirlere odaklanan uluslararası online dergi Stone-Ideas.com’u kurdu. Becker, uzun yıllardır dünyanın dört bir yanındaki doğaltaş fuarlarını takip ediyor.
