İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Aydın Dinçer, 23 Ocak 2021 günü Habertürk internet sitesinde “Güzelim bir adanın yok oluşu” başlıklı bir yazı kaleme alan gazeteci Fatih Altaylı’ya yanıt verdi. Altaylı’ya sektör ve Marmara Adası hakkında bilgiler veren Dinçer, aynı zamanda rehabilite edilmiş ocak ve Avrupa’daki ocaklardan oluşan görselleri de açıklamasına ekledi. Dinçer’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı.
“Her sektörün var olması madene bağlı”
“Doğal taş sektörü her yıl yaklaşık 2 milyar dolara yakın ihracatı ile ekonomimize katkı sağlamakta; üretim ve istihdama destek olmaktadır. Bununla birlikte madenler yeraltında nerede bulunuyorsa oradan çıkarılması zorunlu olup; doğası gereği taşınamamaktadır. Hammadde ve enerji kaynağı olan madenler bugün; otomotiv, kimya, çelik, enerji, teknoloji, tarım, cam, seramik, mücevher ve tekstil başta olmak üzere tüm sektörlerde ana girdi durumunda bulunuyor. Hemen her sektörün, her ürünün var olması madenlere bağlıdır.
“Orman alanlarının binde 2.9’u”
Türkiye’de madencilik, orman vasfında geçen alanların (orman olarak kayıtlı ancak orman olmayan alanlar da dahil) binde 2,9’unda yapılmaktadır ve geçici yani bir süreliğine sürdürülen çalışmalardır. Madencilik faaliyetleri yapılırken işletme safhasında görsel olarak rahatsız edici gözükür. Ancak önemli olan doğaya kalıcı zarar verebilecek işletme faaliyeti yapmamak ve terk aşamasında rehabilitasyon sürecini tamamlamaktır. Kimyasallar maden ocağında maden çıkartılırken kullanılmamaktadır. Türkiye, maden sahalarının sonrasında tekrar doğaya kazandırılması konusunda deneyimli ve başarılı bir ülkedir.
“Adanın adı mermerden gelir”
Marmara Adası bugün Türkiye’nin mermer ihtiyacının yüzde 20-30’un karşılayan, kadim bir geçmişe sahiptir. Binlerce yıldır işletilmekte olan mermer ocakları adaya, denize ve bölgeye adını vermiştir. Bununla birlikte bugün tarihi eser olarak adlandırdığımız dünyaca ünlü yapıların ve antik kentlerin oluşumunda en önemli yapıtaşı olarak yer alan mermer, Marmara Adası’ndan çıkarılmış olan mermerdir. Adadan çıkan mermerler, Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarının imzası niteliğindeki birçok mimari eserde yer almıştır. Artemis Tapınağı, Ayasofya, Aya İrini, Süleymaniye Camii, Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı ve benzer birçok eserde dönemin mimarlarının öncelikli tercihi Marmara mermeri olmuştur. Günümüzde dünyanın en modern yapılarında Marmara mermerine rastlamak mümkündür.
“Doğaltaşın cürufu olmaz”
Marmara Adasında sadece mermer blok üretilmemekte aynı zamanda endüstriyel hammadde olarak kalsit ve dolomit üretilmektedir. Bu ürünler başta cam sanayi olmak üzere boya, plastik, kağıt, gibi sanayilere hammadde olmaktadır. Doğal taş madenciliğinde cüruf söz konusu olmaz, pasa olarak adlandırılan parça doğal taşlar aslında ekonomik değere sahip, kalsit üretiminde kullanılan ekonomiye kazandırılan malzemelerdir. Pasaların değerlendirilmesine yönelik ülkemizde de bilimsel çalışmalar yapılmakta ve her geçen gün buna daha fazla önem verilmektedir.

“Turizm ve madencilik el ele yapılabilir”
Dünyadan örnek vermek gerekirse; başta Yunanistan’a bağlı olan adalarda da mermer ocakları işletilmekte ve aynı teknoloji kullanılmaktadır. Bu adalarda da Marmara Adası’nda olduğu gibi turizm, tarım ve mermer ocakçılığı aynı anda yapılmaktadır. Başta İtalya olmak üzere İspanya, Portekiz gibi dünya mermer üretiminde söz sahibi ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de mermer ocakçılığı aynı koşullarda yapılmaktadır. Dünyada tüm ülkelerde yapılan ocakçılık teknolojilerinin en gelişmişi ile faaliyetlerimizi, devletimizin koymuş olduğu maden kanunu ile yönetmelikler çerçevesinde tüm izinleri alarak yürütmekteyiz. Yaklaşık 4000 yıldır çalışılan bu ocaklarda üretimi birkaç seneye indirgeyip yargılamak doğru olmayacaktır.
“Doğal döngüye zarar vermez”
Yanı sıra doğal taş, yapı malzemeleri arasında sürdürülebilirliğinin yüksek olması ve tekrar kullanılabilme özelliği ile tercih edilen bir üründür. Doğal bir malzeme olduğu için kullanım ömrü tamamlandığında da çevreye herhangi bir zarar vermeden doğal malzeme döngüsüne dahil olur. Küresel iklim değişikliğine neden olan karbon salınımı hesaplamalarında doğal taş, en düşük salınım gösteren kaplama malzemesi olduğu gerçeği bilimsel raporlarla ortaya konmuştur. Doğayla dost sürdürülebilir madencilik İMİB’in ve Türk maden sektörünün en önemli gündem maddesidir. Doğal taşımızın dünyada hak ettiği değeri görmesi, ihracatının artırılarak ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlanması, katma değeri yüksek, tasarım yönü güçlü ürün üretimi için projelerin geliştirilmesi omuzlarında ağırlığını hissettiğimiz diğer görevlerdir.