Telefon durmuyor, dostlar soruyor…
“Xiamen nasıldı?”
Evet, geçen yıla oranla çok daha pozitif bir hava hakimdi fuarda ama 2013’lerin, 2017’lerin üzerinden çok sular akmış.
Çinli dostlarımızın ifadesiyle, o altın günler artık çok uzakta. En acısı da, her zaman Türk taşlarıyla döşenmesine alıştığımız Çinli dev firmaların stantlarında Türk taşını mumla arar hale gelmemiz. Yer-gök Brezilya…
Fuarın çok ulusluluğu ise bir kez daha en çok üzerinde durduğumuz konu.
Ama gelin sadece Xiamen fuarına değil, başka bir yöne bakalım…
Mesela Marble İzmir’e…
Verona ve Xiamen fuarlarının ardından aklımda hep aynı soru oluyor: İzmir’in neyi eksik?
Karnımızdan konuşmaya gerek yok! En büyük eksik, fuarın çok uluslu kimliği… İtalyan milli katılımı, Brezilya milli katılımı, İspanya’sı, Portekiz’i, Mısır’ı…
Fuar sonrası ‘yabancı ziyaretçi eksik’ eleştirileri oluyor ama bence asıl eksik yabancı katılımcı!
Bakın bu fuara “En güzel yer benim olsun, yabancı nerede durursa dursun” diye bakarsak, birbirimize yaptığımız bayram ziyaretleri açmazına düşeceğiz. Havuzun suyunu artırmak, tüm gemileri yükseltmek için en kolay çözüm.
İZFAŞ’ın yeni genel müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, Xiamen’de sektörle birlikteydi. Fuarcılık geçmişi, konulara hakimiyeti, pozitif enerjisi ve iletişim becerisiyle “Liyakat nedir, neden ihtiyaç vardır” sorusunun yanıtı gibiydi.
Hem Türk doğal taş ailesinin bir parçası hem de İzmirli olarak kendisinden talebimiz net:
Daha çok uluslu bir Marble..