İzmir fuarı… Kalitesine, bilgisine, iletişimine çok inandığım bir dostumla sektörü konuşuyoruz. Söz dönüp dolaşıp, Xiamen Fuarı’na geliyor. “Fuarın böyle geçeceğini tahmin ediyor muydunuz” diye soruyorum.
İlginç bir yanıt geliyor: Tahmin etmiyordum, böyle geçeceğini biliyordum!
Şaşırıyorum, “Nasıl yani” diyorum…
Başlıyor anlatmaya…
“Fuardan 10-15 gün kadar önce Çinli bir müşterimle sohbet ediyorduk. Xiamen Fuarı’na geldi söz. ‘Türk ve Yunan stantlarına selam vermek için bile uğramayacak Çinliler… Neden mi? Bak biz seninle arkadaşız, dostuz. Ancak bu dostluğun temeli ticarete dayanıyor. Ticaretin temeli de karşılıklı karlılıktır. Yunanistan ve Türkiye’nin ticari hamleleri bize zarar ettiriyor. Yunan firmaları, sürekli fiyatlarına zam yapıyor ve bizim aradaki kar marjımızı düşürüyor. Türkler ise fiyat düşürdükleri için bizim stoktaki malımız değerini yitiriyor. Sonuçta iki ülke de bize zarar ettiriyor. Bunun mesajı Xiamen’de verilecek’ dedi. Ben de şaşırdım ama Xiamen’deki tablo tam da anlattığı gibi gerçekleşti…”
Evet anlattıkları ilginç. Ama Çinliler’in bakış açısıyla tablo bu. Ve artık farklı, daha önce doğaltaş sektöründe pek de adı geçmeyen oyuncuları, kaynakları devreye sokmaya başlamış durumdalar. Dergimizin içinde Çin’in ithalat istatistiklerini bulacaksınız. 202İtalya’dan Yunanistan’a, Türkiye’den Brezilya’ya doğaltaş pazarının tüm güçlü üreticilerinin Çin’e sattığı ürün miktarı düşerken Kamboçya’nın yükselişini göreceksiniz.
Enflasyonu, artan maliyetleri, çıkmayan ruhsatları, bürokratik sorunları konuşurken sektördeki bu yeni mesajları iyi okumak gerek sanki!
Ne dersiniz, bir de masanın karşı tarafındakine kulak vermek hoş olmaz mı?