Yıl 2019… Stonemart fuarı için Jaipur’dayız… Fuarın ilk günü henüz dergileri dağıtıyoruz. Yeni bir firma çarpıyor gözümüze, standa giriyoruz. Sonrası mı? “Biz bu dergide yer almak istiyoruz” diye biten sıcak bir sohbet, 4. yıla uzanan bir dostluğun başlangıcı… Timemar ile böyle başlıyor öykümüz. Ne mutlu ki, geride kalan bu kısa sürede basamakları adım adım tırmanışına şahitlik ediyoruz Özçağ Aydın ve Emine Çetinkaya ortaklığındaki bu yeni firmanın. Blok ihracatçısı olarak yola çıkan, ardından kardeş firması Heyma ile ocakçılığa başlayan Timemar’ın macerasına kulak verdik bu sayımızda. Özçağ Aydın bir maden mühendisi. 2006’da yeni mezun bir üniversiteli olarak “Merhaba” diyor sektöre. Memleketi Denizli’deki bir firmada 5 yıl ocak şefliği ve AR-Ge birimi sorumlusu olarak çalışıyor. Ardından müşavirlikten ocakçılığa, satıştan danışmanlığa kadar madenciliğin her alanında çalışıyor.
Emine Çetinkaya ise farklı bir yoldan geliyor. Ekonometri mezunu ve doğaltaşla tanışmasını ‘tesadüf’ diye yorumluyor. Burdur’da bir firmanın ihracat bölümünde başlayan macera, bugün ocakçılığa kadar uzanıyor. 2015 yılında iki girişimcinin hayalleriyle kuruluyor Time Madencilik. Önce Çin’e ve Hindistan’a blok ihracatına yoğunlaşan firma, 2019’da büyük hedeflere yelken açmış. Fuarlarla markasını güçlendiren, yeni yatırımlarla üretime giren Timemar’ın ilk ocağı Burdur’da açılmış. Gri atağının ardından sektörde bejin ayak seslerini hisseden iki ortak, bu kez Burdur’da bir de bej ocağı açmış. Öncelikle yeni dönem hedeflerini konuşuyoruz Özçağ Aydın’la… “Firma olarak 3 yıldır ocakçılık yapıyoruz. Bu konuda büyümeyi hedefledik ve ARGE çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. 12 ruhsatımız var ancak önceliğimiz gelecek yıl Muğla’da bir beyaz ve Karaman’da yeni bir gri ocağı açmak. Aynı zamanda işlenmiş ürün pazarındaki hareketlilik de ortada. Burdur OSB’de bir fabrika açmak için başvuruları yaptık, yer tahsisi bekliyoruz” diyor heyecanlı bir şekilde.
Öncelikle yeni dönem hedeflerini konuşuyoruz Özçağ Aydın’la… “Firma olarak 3 yıldır ocakçılık yapıyoruz. Ocakçılığı daha bilimsel yapmak adına çalışmaya başlamadan önce tecrübeli AR-GE ekibimizle en ufak detayına kadar sahayı inceliyoruz sahayı. Jeofizik yöntemlerle yerin tomografisini çekiyor, akabinde tespit ettiğimiz noktalardan karotlu sondaj ile numune alıyoruz ve tecrübelerimizi ekliyoruz. Yapılan çalışmalar açılacak ocağın rantabl olduğunu gösterirse işlemlerimizi hızlandırıyoruz. Bu konuda büyümeyi hedefledik ve AR-GE çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. 12 ruhsatımız var. Önceliğimiz 2023’te Muğla’da beyaz ve Karaman’da yeni bir gri ocağı açmak. Gelecek yıllardaki planlarımızın içerisinde olan fabrika kurma çalışmalarımızı da pandeminin etkisi ile pazarın Türkiye’ye kaymasını fırsat bilip hızlandırdık. Burdur OSB’de bir fabrika açmak için başvuruları yaptık, yer tahsisi bekliyoruz” diyor heyecanlı bir şekilde.
Emine Çetinkaya’ya dönüp doğaltaş sektöründe kadın olmanın avantajlarını soruyoruz. Çok sayıda firmanın her alanın da özellikle ihracat departmanında kadın çalışan görüyoruz doğaltaş sektöründe. Ancak ocakta, taşın kalbinde bir kadın patron bir elin parmakları kadar belki de. Çetinkaya burada kadınların detaycılığının altını çiziyor ve ekliyor: Bu sektör erkek egemen bir sektör. Yadırgayanlar oluyor, şaşıranlar oluyor. Ancak kadınlar her zaman daha detaycıdır. En ince ayrıntıya dikkat eder. Bu bizim en büyük avantajımız. Ben üretimi, bloğun yıkımını, fabrika aşamasını, kısaca işimle ilgili olan her şeyi seviyorum. Sürecin başından sonuna kadar içinde olmanın hazzı bambaşka.”
Son söz blok pazarında. Çin’deki durgunluğu ve Hindistan pazarındaki son durumu soruyoruz. İki ortak söz birliği edercesine noktayı şöyle koyuyor: “Çin’de stokların şişkinliği uzun süredir gündemdeydi. Sonrasında pandemi ve ekonomik zorluklar çıktı. En az 2 yıl daha böyle devam edeceğini düşünüyoruz Çin’in. Bu boşluğu doldurmaya çalışan ülke ise Hindistan. Bizde Hintliler çok seçicidir algısı var. Ancak ocağa girip blok bile yıkamadan tüm grubu alan Hintli müşterilerimiz var bizim. Hindistan’a düzenli yapmış olduğumuz seyahatlerde şunu gördük. Hükümet projelere destek veriyor. İtalyan makineleri ile yatırım yapıyorlar. Biz 4-5 yıl öncesinde Hindistan’da plaka satışı yapan firmalardan ziyade projeci firmaları tespit ettik. Onları yakın markaja almıştık ve meyvesini pandemi dönemi dahil toplamaya başladık. Artık proje bazlı, mimar bazlı çalışıyoruz. 2021 yılının son çeyreğinde kendi ocağımızın taşı olan Bianco ile AVM ve rezidans projelerine başladık Hindistan’da. Yaklaşık 82 bin m2’lik heyecan verinci bir iş. Son olarak şunu söyleyebiliriz ki; Bizde sıkıntı şu, müşteri elinde 10 cm’lik taşla geliyor ve biz o taşı üretmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla yerine tekrar koymayacağımız doğal varlıkları müşterinin isteğini yerine getirmek adına çalışıyoruz. Bu da ocaklarımızın görünen verimini düşürmekte dolayısıyla da üretim maliyetimizi artırmaktadır. . Oysa İtalyan taşı sunuyor, proje ona göre yapılıyor. Bunları aşmak zorundayız.”