Madencilik Platformu, 13 Haziran 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile ilgili bir açıklama yayınladı.

Madencilik Platformu Sözcüsü Mehmet Yılmaz, teklifin olumlu yönlerine yer verilmekle birlikte, sektör için olumsuzluklar içeren düzenlemelere de dikkat çekti.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“13 Haziran 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, madencilik sektörünü doğrudan ilgilendiren önemli düzenlemeler Platformumuzca dikkatle değerlendirilmiştir.
Teklifte yer alan bazı düzenlemelerin, sektörümüzün uzun süredir dile getirdiği yapısal ihtiyaçlara kısmi de olsa yanıt verdiğini memnuniyetle ifade ederiz. Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin daha öngörülebilir hale getirilmesi, izin başvurularının belirli süreler içinde sonuçlandırılmasına yönelik yaklaşım ve stratejik-kritik maden tanımlarının yasal bir çerçeveye oturtulması sektörümüz açısından olumlu gelişmelerdir. Ayrıca, ihale usullerinde sürecin kısaltılması da yatırım ortamının şeffaflaşması bakımından yerinde adımlardır.
Öte yandan aynı teklifte yer alan bazı maddelerde iyileştirmelerin yapılması gerektiği düşünülmektedir. Özellikle;
- Ruhsat bedelinin yüksek olması,
- Devlet hakkı oranlarındaki artışların diğer ülkelere göre çok yüksek olması,
- Grup bir ruhsat sahasına, birden fazla üst üste ruhsat verilmesi (örneğin; kömür ruhsatı üzerine, %25’ten fazla Al2O3 içeren kil ruhsatı, kuvars/kuvarsit ruhsatı üzerine altın, bor ruhsatı üzerine metalik maden veya toryum, uranyum ruhsatı gibi),
- Ruhsat temdit edilme kriterlerinin yönetmelikle belirlenmesi,
- Arama ruhsatlarında yatırım teminatı zorunluluğu ve ağırlaştırılmış iptal gerekçeleri,
- Zeytinlik düzenlemesinin yalnızca belirli sahaları kapsaması,
- Tüm orman alanlarının özel alan kapsamına alınması,
gibi konuların madencilik sektörü yararına yeniden gözden geçirilmesi isabetli olacaktır.
Madencilik sektörü, sadece yerli üretim ve sanayi için değil, enerji arz güvenliği ve cari açığın azaltılması açısından da stratejik öneme sahiptir. Küresel gelişmeler, ülkelerin kendi doğal kaynaklarını azami düzeyde değerlendirme yönündeki politikalarını hızlandırmıştır. Türkiye’nin de bu süreçte yerli kaynaklarından sonuna kadar faydalanması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu nedenle, madencilik faaliyetlerinin çevreyle uyumlu, yatırımcı dostu ve öngörülebilir bir yasal çerçeveyle desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.
Madencilik Platformu olarak beklentimiz; bu teklifin hem kamu yararını hem de yatırım iklimini gözeten dengeli bir düzenlemeye dönüştürülmesidir. Sektörümüz, ülkemize daha fazla katma değer sağlamak ve sorumlu üretim ilkeleriyle hareket etmek için her türlü katkıyı sunmaya hazırdır.
Saygılarımızla,
Madencilik Platformu”