Henüz ‘kabus’ haline gelmeyen 2020’nin Şubat ayıydı… Biz, belki de uzun bir süre göreceğimiz son fuar olduğundan habersiz, Stona için Hindistan yollarına düşmüştük. Tabii ki üzerinden 11 ay geçmiş fuar değil konumuz. Size, İzmir’den Bangalore’a kadar aktarma yaptığım iki havalimanının fotoğraflarını, iki havalimanı karşı karşıya getirildiğinde bir doğaltaş ülkesine yapılabilecek en büyük ayıbı anlatmak istiyorum. İstanbul Yeni Havalimanı ile Muscat Havalimanı’nı anlatmak derdim…
İzmir’den başladığım yolculukta, ilk durağım İstanbul Yeni Havalimanı… Bu alana henüz ilk gelişim. Bir yandan Oman Air kontuarını ararken, diğer yandan meraklı gözlerle İstanbul’un yeni incisini keşfetmeye çalışıyorum. Evet, görüntü şık. Yeni alan henüz pırıl pırıl. Ancak, size İstanbul’da olduğunuzu anlatan hiçbir özellik yok ortalarda! Sadece duvarlardaki Türkçe yazılar ve terminalin bir noktasındaki ‘İstanbul’ yazısı… Doğal olarak gözüm yerde, duvarlarda doğaltaş arıyor. Maalesef hiçbir özelliği olmayan, hiçbir işçilik belirtisi görülmeyen ithal granitlerin üzerinde adımlıyorum. Türkiye’nin bir doğaltaş ülkesi olduğundan habersizcesine yapılan seçimler için bir kez daha öfke kaplıyor içimi.
Derken ikinci durağa iniş yapıyorum. Umman’a, Muscat Havalimanı’na… Burası da yeni bir alan. 1973’te inşa edien Muscat Uluslararası Havalimanı, 2018 yılında yenilenmiş. Alanda en çok göze çarpan özellik ise doğaltaşın kullanımı. Daha doğru ifadeyle, Umman Beji’nin… Dış hatlar peronuna indiğiniz andan itibaren yerde, kolonlarda uzanan bu taşı görüyorsunuz. Zaman zaman CNC’ler ile süslenen, dış hatlar aktarma alanında onixlerle renklenen Umman Beji, ‘yerli ve milli’ bakış açısını en net şekilde seriyor gözler önüne. Ummanlılar, kendi imzalarını taşıyan bu taşı, dünya ile en fazla entegre oldukları yerde, havalimanında gururla sergiliyor, reklamını yapıyor.
Doğaltaş sektörüyle iç içe bir Türk olup bu tabloyu görünce, insanın içi acıyor. Bir yanda Umman’ın kendi taşına gösterdiği değer, diğer tarafta kendi alanına ithal taşlar döşeyen Türkiye! Aslında Umman’ın bu yaklaşımı değil altı çizilmesi gereken. Belki bilmeyenler olabilir. Madrid Barajas Havalimanı’nın Terminal 4 inşaası için ihale yapılır. İspanya Ulusal Havaalanı Otoritesi (AENA), proje için değişmeyecek bir şart koyar. Havalimanında İspanya’nın Barajas Bölgesi’nden çıkan bej taşlar kullanılacaktır. Proje ona göre çizilir. Toplamda 1 milyon metrekareyi aşan İspanya taşı, İspanya’nın en büyük havalimanına uygulanır.
Bizde ise doğaltaş sektörüne yapılan ayıplar say say bitmiyor maalesef! Hatırlarsınız… İstanbul Atatürk Limanı’na ek inşaat yapılırken Çin’den granit getirdik! İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nı yeniledik, Çin’den granit getirdik! Sabiha Gökçen Havalimanı’nda Burdur Beji’ni projeden çıkardık, Hindistan’dan granit getirdik. İstanbul’un 3. Havalimanı’nı yaparken de Brezilya’dan granit getirdik! Bakalım doğaltaş sektörünü sırtından vurma alışkanlığı ne zaman, nerede sona erecek?