O, atlara fısıldayan adam… O, gitarla huzur bulan adam… O, hayatı tutkuyla yaşayan adam… O, MRT’nin genç patronu Mert Emiroğlu…
Bazı insanları anlatmak için tek bir kelime yeterlidir hayatta… MRT Madencilik’in 29 yaşındaki genç patronu Mert Emiroğlu da onlardan… Evet adı gibi Mert, başarılı, karizmatik, tam bir beyefendi. Ama onu anlatan asıl kelime tutku. Hangi işe el atarsa atsın, o işe tutkuyla bağlanıyor. Atlardan gitara, mermerden Galatasaray’a kadar girdiği her işte başarıyı yakalamasını biliyor. Daha 30 yaşına basmamış ama hayatına çok renkler katmış Mert Emiroğlu ile sohbete, ilk aşkı atlarla başlıyoruz. Henüz 11 yaşında başlayan at sevdası, O’na Türk Milli Takımı’nın yıldız binicisi yapmış ve şampiyonluk gururu yaşatmış.
14 yıldır hiç azalmayan aşk
“Bursa’dayken atlara meraklı bir okul arkadaşımı izlemeye gitmiştim. 11 yaşındaydım. Orada başladı her şey. Atın bir kez üzerine çıktığınızda, onunla o bağı kurduğunuzda vazgeçemiyorsunuz” diye söze başlıyor. Sonrasında tam 14 yıl at üzerinde gelen zaferleri anlatıyor. Çocuk ve genç klasmanlarındaki başarılarının ardından 20 yaşında ilk Türkiye şampiyonluğunu yaşayan ve ilk kez Milli formayı giyen Mert Emiroğlu için 2010 yılı unutulmaz olmuş. “Türkiye’de bugüne dek düzenlenen en büyük yarış olan Ustalar Türkiye Şampiyonası’nı kazandım. Bu şampiyonluğa ulaşan ilk ve tek biniciyim. Çünkü benden sonra bu seviyede yarışacak at ve binici bulunamadı” diyen Mert Emiroğlu, daha sonra Belçika’da olimpiyat şampiyonluğu olan antrenörlerden ders alıyor. Ancak Türkiye’nin ülke puanı yetmediği için 2012 Olimpiyatları’na katılamamasını da binicilik kariyerindeki en büyük üzüntüsü olarak değerlendiriyor. Fransa, Almanya, Belçika, Avusturya, Polonya, Bulgaristan, Yunanistan, İtalya derken Avrupa’nın neredeyse her yerinde at binen, Güney Afrika’ya kadar uzanan Emiroğlu binicilik kariyerini belindeki dinmeyen rahatsızlık sonrası 2013 yılında noktalıyor.
Hayat bağı Galatasaray
İnsanın hayatını adadığı bir işten kopmaya mecbur kalışı çok zor. Artık sadece hobi olarak at binen Mert Emiroğlu da 2 yıl boyunca kabuslar görmüş. Onu hayata çekip alansa Galatasaray olmuş. 2012’ye kadar sade bir taraftarken önce Galatasaray, ardından GSYİAD’a (Galatasaraylı Yönetici ve İşadamları Derneği) üye oluşuyla hayatında yeni bir tutku doğmuş. “Eskiden bir taraftardım, şimdi 7/24 Galatasaray’ı yaşıyorum” diyor Mert Emiroğlu ve devam ediyor: “GSYİAD Yönetimi’nin dışında şu an Galatasaray E-Spor Şubesi’nin de başkanlığını üstlendim. Günde 5 saat uyuyorum, çünkü burada da sorumluluklarım var. Galatasaray’da herkes başkan olmayı hayal eder. Bu ulaşılması çok güç ve en güzel mertebe. Benim hayallerim bir parça daha sınırlı. Ben Galatasaray’a her zaman bir yönetim katkısı sunmak istiyorum.”
“8 yaşında ocağa girdim”
Sektörün duayenlerinden Ali Emiroğlu’nun oğlu olunca, haliyle mermer de yaşamında en önemli yeri alıyor zamanla… Mermerle ilk buluşmasını, MRT Madencilik’i soruyoruz, Mert Emiroğlu anlatıyor: “8 yaşında ilk kez girdim ocağa. Her zaman, her yemekte mermer konuşulurdu bizde. Öyle ki nerede ocağımız varsa, oraya taşındık. Bilecik, Bursa, Antalya… 14-15 yaşındayken hemen hemen Tekmar’ın her icra toplantısına katıldım. Söz hakkım yoktu tabii ama ne oluyor, ne konuşuluyor diye dinlerdim. MRT’yi 2013’te kurdum. Sporu bıraktıktan sonra kendi ayaklarım üzerinde durmak istedim. Şu anda iki ocağım var. Biri Balıkesir’deki Infinito Ocağı, diğeri İzmir’deki Claros Grey. ARGE’ye çok önem veren birfirmayız. 2016 yılında 128 saha gezmişim. Bu müthiş bir tecrübe. Mermere de tutkuyla bağlı olduğumu söyleyebilirim.”
“Müzik olmazsa olmaz”
Gitar, Mert Emiroğlu’nun bir diğer tutkusu… Bu müthiş çalışma temposunda tek rahatlama kaynağı… Genç patron, sosyal dünyayla bağını ise “Galatasaray’daki işleri oturtana kadar şu an kız arkadaşa bile zamanım yok. Bir gece hayatım yok. Tamamen işime konsantreyim. Ancak iş için bir yere gittiğim zaman, birkaç gün ilaveyle tatil yapıyorum. Gitar çalarak rahatlıyorum. Ara sıra ufak mekanlarda hobi için sahne alıyorum. Müzik benim hayatımdaki olmazsa olmazım. Bir ara boks da yaptım. Amatör tiyatro denemelerim de oldu” şeklinde dile getiriyor. Bize de her parmağında ayrı bir marifet olan bu tutkulu genç adama “yolun açık olsun” demek kalıyor.
TEK KELİMEYLE…
Mert Emiroğlu: İnsan
Ali Emiroğlu: En büyük idolüm
Galatasaray: Yaşam tarzı
Fenerbahçe: Asıl rakip
Mermer: Aile yadigarı
Atlar: Vazgeçilmezim
Gitar: Nefes alma alanı
Politika: Uzak durulacak alan
AB: Kriterler topluluğu
Hagi: Kahramanım
Drogba: Çilek