De Camelis Marble Group’un 3. kuşak temsilcisi Michele De Camelis ile doğaltaş sektörünü konuştuk…
RÖPORTAJ HASAN ERCAZİP
Dile kolay, doğaltaş sektöründe 1954’ten bu yana yer alan bir firmanın 3. kuşak temsilcisi… De Camelis Marble Group’un direksiyonunda… Michele De Camelis’ten söz ediyoruz. Sektördeki adıyla Mike… De Camelis ile oturduk, sektörün yönünü, Türk taşlarını, projelerini konuştuk. İlk olarak Mike’ı biraz daha yakından tanıyoruz. Başta da söylediğimiz gibi De Camelis Marble Group’un 3. kuşak temsilcisi olarak dedesinden kalan bir şirketi yönetiyor. Türkiye ile ilişkisini de “Türkiye ile çalışmaya uzun yıllar önce başladım. 25 yılı aştığını düşünüyorum. Tüm Türk doğaltaş sektörü ile de mükemmel diyaloglarım var” diye özetliyor.
BEJ YERİNE BEYAZ TERCİHİ
Böyle olunca, Türk doğaltaş sektörüne bakış açısını soruyoruz Michele’a… Derin bir nefes alarak giriyor söze ve devam ediyor: “Türkiye, inanılmaz tür ve renk çeşitliliğiyle dünyanın en büyük mermer yatağı bence. Son yıllarda işler biraz sıkıntılı gibi duruyor. Burada şunu söyleyebilirim. Türkiye adına Çin pazarına arz edilen ürün miktarının çok artmıştı. Bu da son dönemde Türk malzemelerine olan talebin azalmasına neden oldu. Ayrıca iç mekanlarda klasik bej yerine beyazın tercih edilir hale gelmesi de Türkiye’yi daha zayıf bir duruma getirdi. Küresel krizi de sorunların içine ekleyebiliriz. Ancak bu bence geçici bir durum. Burada asıl önemli konu şu. Türkiye’nin kitlesel üretimden daha sınırlı ve çok daha seçici bir ekstraksiyon yöntemine geçmesi gerekiyor. Bu hamle, pazarlamaya da yardımcı olacaktır.”
‘ÇİN VE TÜRKİYE ÇOK HIZLI KOŞTU’
Burada Çin pazarındaki daralmanın nedenini açmasını istiyoruz. Mike gülümsüyor ve kısa ve öz bir giriş yapıyor: “Çin çok hızlı koştu, Türkiye de öyle. Yıllar iki taraf için de iyi gitti! Ama artık Çin geçmişe göre çok daha seçici. Türkiye’nin bunu dikkate alması gerekiyor. Türkiye’den daha rekabetçi fiyatlara sahip birçok yeni ülke var. Bu normal. Bu nedenle mermer sektöründe başarılı ve güvenli olmanın tek yolu seçici bir pazarlama mantığını benimsemektir. Bu sayede Türk ürünleri uluslararası bir marka haline gelebilir. Yapılması zor bir iş ama gelecekte bunun karşılığı mutlaka alınır. Ben çoğu Türk taşını özel olarak severim. Sadece mermerde değil aynı zamanda onix ve travertende de inanılmaz bir çeşitlilik söz konusu. Gerçekten inanılmaz.”
‘TÜM SEKTÖR BİR ARADA DURMALI’
Geliyoruz doğal ile yapayın rekabetine… Michele De Camelis burada tüm sektörün el ele vermesi gerektiğinin altını çiziyor ve şu noktaların altını çiziyor: “Doğal olan değerlidir, eşsizdir. Bu inkar edilemez. Bunun bilincinde olarak, bu mottoyu güçlü noktamız haline getirmeliyiz. Nerede olursak olalım, her yerde doğal ürünlerimizi savunmanın daha kısa ve alternatif bir yolu yok. Bu, seramik ya da diğer yapay ürünlere karşı net bir duruş. Ayrıca yapay ürünler gibi dev bir organizasyonun yanında mermer küçük ve sınırlı bir dünya. Tam da bunun için özel, bunun için kıymetli. Sınırlı sayıda üretilenin daha kıymetli olduğu bilinciyle küresel pazarda ‘alanımızı’ bulmalıyız. Doğal ürünlerin korunması ve geliştirilmesi için bu politikayı tüm doğaltaş sektörü benimsemeli ve bir arada durmalı.”
ÇİN’DE 5 YILDIZLI PROJE
Finalde De Camelis’in imza attığı projelere değiniyoruz Mike ile… Çin’in Jiangsu şehrinde 5 yıldızlı bir otel projesini tamamladıklarını belirtiyor ve sözlerini şöyle noktalıyor: “Hong Xin Group ile birlikte harika bir projeyi tamamladık. Crotian Serpeggiante taşımızın kullanıldığı 25 bin metrekarelik bir proje oldu. Bizim için özel işlerden biri olduğunu söyleyebilirim.”