Singapur doğaltaş sektörünün lideri Futar Stone’un direksiyonundaki ikili Alvin ve Abygail Tan ile Türk doğaltaş sektörünü konuştuk…
Verona Fuarı’nda standları geziyoruz. Derken tanıdık iki yüz geliyor karşımızdan. Türk doğaltaş sektörünün Singapur’daki en önemli iş ortaklarından Futar Stone’un iki gülen yüzü Alvin ve Abygail Tan’ı görüyor, selamlaşıyoruz. Sektörün Türkiye dışından nasıl göründüğünü merak ediyoruz, kısa bir sohbete başlıyoruz. 1971’de kurulan, ilk yıllarında yalnızca Japon taşları satan, sonrasında ürün yelpazesini geliştiren ve Singapur’un en büyük doğaltaş tedarikçisi haline gelen Futar’da 2014 yılından bu yana yer alıyor Abygail Tan… İç mimarlık sektöründen ayrılıp babasıyla birlikte Futar’da yer almayı seçmesinden bu yana 9 yıl geçmiş.
‘ÖYKÜ CREMA ROSALİA İLE BAŞLADI’
Baba Alvin Tan’a, ilk olarak Futar ile Türk doğaltaş sektörünün yollarının kesişmesini soruyoruz. Gülümseyerek giriyor söze, “2000’lerin başında Crema Rosalia ithal edişimizle başladı Türkiye olan ilişkimiz. O günden bu yana da güçlenenerek devam etti. Türkiye’den bir çok firmayla çok iyi ilişkilerimiz var. Ticari ilişkilerin dışında Türklerin iletişimde bulunulacak en iyi insanlar oluşu da bizim için artı bir değer” diyor.
‘TÜRKLER SON TÜKETİCİYE DE DOKUNMALI’
Peki onlar Türk doğaltaş sektörüne nasıl bakıyor. Rakiplere oranla avantajları ne? Baba-kız, burada üretim kapasitesi ve ürün çeşitliliğinin altını çiziyor, devam ediyor: “Coğrafi açıdan bakıldığında doğaltaş kaynağı olarak çok zengin bir ülke Türkiye. Küresel pazarda Türkiye’nin verimliliği ve çeşitliliğiyle kıyaslanabilecek çok fazla ülke yok. Çoğunlukla birbirine benzer veya tanıdık görünümdeki taşlara sahip ülkelerden farklı olarak Türkiye her yeni ocaktan canlı renkleriyle, dramatik damar yapısı ve desenleriyle doğaltaş dünyasına yeni sürprizler sunuyor. Bununla birlikte kısa sürede büyük hacimli taş üretebilme kabiliyeti de Türkiye için büyük bir artı. Geliştirilmesi gereken nedir diye bakacak olursak, Türk şirketleri biraz daha son tüketiciye dokunmaya çalışmalı. Bu, tasarım dünyasındaki değerlerini daha artırmak adına doğru bir adım olabilir.”
‘PAZARIN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ ŞART’
Türk doğaltaş sektörüyle ilgili övgüler duymak tabii ki çok güzel. Ancak gelişimin yolu eleştirilere kulak vermekten geçiyor. Flavio Marabelli’nin “Türk taşları küresel pazarda daha değerli satılmalı” sözünü hatırlatıyor ve bu konuya nasıl baktıklarını soruyoruz. Alvin Tan, Marabelli’ye hak verircesine giriyor söze ve “Türk doğaltaş sektörü, ancak taşının değeri arttığında daha iyi üretim alternatiflerini, özel yapım ve katma değerli ürünleri keşfederek küresel rakipleriyle rekabet edebilecek olgunluğa ulaşabilir. Ancak, Türkiye’nin doğaltaş ihracatı büyük ölçüde Çin’e bağlı. Türk şirketleri daha çeşitli pazarlara girmeli ve satın alınan kalitenin değerini ödemeye istekli daha iyi alıcılar bulmalı” diyor.
‘DOĞALTAŞ, SANAT ESERİ GİBİDİR’
Son olarak daha geniş bir pencereden bakmaya çalışıyor ve doğaltaşın yapay ürünlerle rekabetine geliyoruz. Abygail Tan, yapay ürünlerin son dönemdeki popülaritesine karşın doğaltaşın eşsizliğine vurgu yapıyor ve şunları şöylüyor: “Evet son dönemde yapay ürünler popülarite kazanıyor gibi duruyor. Ancak çoğu tasarımın ilham kaynağı, Toprak Ana’nın bizim için doğal olarak ürettikleridir. Özgünlüğü takdir edenler, yapay ürünleri asla düşünmezler. Doğaltaş kullanmak bir sanat eseri satın almaya benzer. Asla sizinle aynı taşa sahip başka birinin olamayacağını bilirsiniz. Yapay ürünlere gelince. Arz sonsuzdur ve kalıpları jeneriktir. Zamanla değer kazanmazlar ancak doğaltaş zamanla değerini artırır. Dünyadaki tüm tarihi binalara ve simge yapılara göz atın. Hepsinin taştan inşa edildiğini göreceksiniz. Doğaltaş vazgeçilmezdir.
Eşsiz güzellik: Invisible Grey
Futar’ın sempatik ikilisi Alvin ve Abygail Tan’a, Türk taşları arasında kendilerine en çekici gelen ürünü soruyoruz. Abygail adeta gözleri parlarcasına tek bir taşın altını çiziyor: “Invisible Grey… Gözlerimi alamadığım taşların başında geliyor. Eşsiz bir güzelliğe sahip. Invisible Grey’in görünüşüyle yakın başta bir taş yok bence.”
