RöportajlarUMGG Genel Direktörü Chu: O altın yıllar artık...

UMGG Genel Direktörü Chu: O altın yıllar artık geride kaldı

-

UMGG Genel Direktörü Chu: O altın yıllar artık geride kaldı

RÖPORTAJ: HASAN ERCAZİP

Xiamen Fuarı’ndayız… Bir yandan fuarın nabzını tutmaya, bir yandan da Çin ile Türkiye arasındaki doğaltaş ticaretinin yönüne ilişkin fikirler edinmeye çalışıyoruz. Bu bağlamda yapılacak en doğru hareket, Türkiye ile güçlü bağlantılara sahip, büyük ithalatçı firmalarla diyalog kurmak… En büyüklerden birinin kapısını çalıyor, Çinli dostumuz Tim Wu’nun da desteğiyle Universal Marble Granite&Group (UMGG) Genel Direktörü Shirley Chu’dan randevu alıyoruz.

Öncelikle bilmeyenler için UMGG’yi anlatalım. Asya’nın en büyük doğaltaş firmalarından biri. 2 bini aşan çalışanı, Çin’in 4 farklı bölgesinde toplam 1 milyon 200 bin metrekarelik alana yapılmış fabrikaları ve 30 yıllık deneyimi ile bir dev. Aynı zamanda 2014 yılında 2 milyar RMB’lik (140 milyon USD) yatırımla bir quartz fabrikası da açan şirket iki alanda birden faaliyet gösteriyor. Randevu saati geliyor, gülen yüzüyle bizi bekleyen Shirley’e “Merhaba” diyoruz.

 

İlk günden maddemiz doğal olarak Türkiye’nin Çin pazarındaki kaybı. 2017’de 1 milyar dolar barajına dayanan Çin pazarının, 2022 sonunda 500 milyon doların altına indiğini hatırlatıyor ve bunun sebebini soruyoruz. Shirley üç etkenin altını çiziyor: Son 3 yılın pandemiyle geçtiğini hepimiz biliyoruz. Bununla birlikte Çin emlak sektörü de büyük bir krizden geçti. Sadece Çin’in ithalatının düşmesi değil, pazardaki genel durağanlık da ortada. Evet siz son 5 yıldaki rakamlardan söz ettiniz ama aslında son 3 yılda düşüş çok arttı. Bence 2019’da durum hala iyiydi. Son 3 yılda hükümetin bazı politikalarda değişikliğe gittiğini görüyoruz. Emlak sektörü üzerine bir baskı uygulandı. Bahsettiğiniz düşüşteki temel etken bence bu.”

Çin’deki emlak krizinden söz açılınca, bu konuyu biraz detaylandırmasını istiyoruz Mrs. Chu’dan… Konuyu şöyle açıklıyor: “Çin emlak sektöründe fiyatlar yıl yıl çok yüksek seviyelere geldi. Hükümet bu durumdan rahatsız oldu ve tek bir cümlenin altını çizdi: Ev, yaşamak için alınır. Yatırım için değil. Herkesin kendi evini alabilmesi gerekir. Ancak fiyatlar bu seviyelere çıkınca, herkesin evini alabilmesi mümkün olmuyor. Fiyatların ve sektördeki paranın kontrol altına alınması adına adımlar atıldı. Olayı böyle özetleyebiliriz.”

2022 sonundan itibaren uluslararası medyaya yansıyan, Çin Hükümeti’nin emlak sektörüne yeniden kredi musluklarını açtığı haberlerini anımsatıyoruz. Shirley, anlatmaya devam ediyor: “Emlak sektöründeki kriz çok ciddi boyutlara ulaşınca geçtiğimiz yılın sonundan itibaren devletin desteği yeniden başladı. Ancak ölmek üzere olan birine yiyecek verirseniz bir anda normale dönmez. Emlak sektörünün iyileşmesi biraz zaman alacak.”

 

Tam da burada hem Çin emlak sektörünü hem de doğaltaş sektörünün yönünü kestirebilme adına 3 yıllık beklentilerini soruyoruz Shirley’e. Acaba emlak sektörünü ayağa kaldırmaya yönelik çabalar, doğaltaş için de o eski altın günlerin geri gelmesi anlamına mı geliyor? Shirley derin bir nefes alarak giriyor söze: “Çin’de hükümetin atacağı adımları tahmin edebilmek kolay değildir. Bahsettiğiniz vadede işlerin daha iyiye gideceğini öngörüyoruz ancak bu yıl için bir etki hissedebilmiş değiliz. Pandemideki ‘sıfır Covid’ politikasının ardından kapıların açılması, emlak sektörünün yeniden desteklenmeye başlaması mutlaka etkisini gösterecektir. Altın günlerden kast ettiğiniz sanıyorum, Çin’in Türkiye’den 1 milyar dolara yakın doğaltaş ithal ettiği yıllar. Üzgünüm ama bence o altın yıllar geride kaldı. Evet durum yavaş yavaş iyiye gidebilir ancak o rakamlara bir daha ulaşılması çok zor görünüyor.

Peki Türk firmalarıyla araları nasıl? Türkiye’den çalışacakları firmaları nasıl seçiyorlar? Shirley çok değerli noktaların altını çiziyor: “Türkiye’de iş yaptığımız firmalarla uzun süreli ilişkilerimiz var. 15-20 yıla uzanan ilişkiler. Birbirimize güveniyoruz. Birlikte projeler yapıyoruz. Örneğin Mısır’da yaptığımız bir projede, taşlarımızı Çin’den değil Türkiye’den temin ettik. Türkiye’den fabrikalarla çalıştık. Peki çalışacağımız firmaları nasıl seçiyoruz? Evet, tabii ki öncelikle satın alacağımız ürünü ve ocağı belirliyoruz. Ancak sonrasında o taşı kimden alacağımız çok önemli. Çünkü o ürünün pazardaki konumunu zedelemeyecek, pazarı akıllı bir şekilde kontrol edecek, doğru pazarlama mantalitesine sahip ve güvenilir bir tedarikçi ile iş yapmayı tercih ederiz her zaman. Örneğin Türkiye’de sanıyorum 50-60’ın üzerinde gri ocağı var. Ancak biz çok azıyla çalışıyoruz. Evet, herkes para kazanmak, kar etmek için çalışıyor. Ancak aceleciysen, olması gerektiğinden çok daha kısa sürede büyük paraları cebine koymayı düşünürsen, bu mantalite kendi ürününe zarar verir. Biz bu tür firmalarla çalışmayız. Eğer bir ürünün fiyatlarında büyük düşüşler söz konusu oluyorsa, orada bir pazarlama hatası var demektir.”

Geliyoruz Xiamen 2023’e… Fuardaki Çinli firmalarının standlarını dolaşırken, yeşil rengin yaygınlaştığını fark ettiiğimizi belirtiyor, üzerindeki elbiseyi de işaret ederek ve “Çin’de yeni moda yeşil mi?” diye soruyoruz. Shirley gülümseyerek söze giriyor: “Kesinlikle… Fuarın rengi yeşildi diyebiliriz. Çin’den daha çok Hong Kong’da yaşıyoruz. Hong Kong’da uzun zaman önce yeşil ve kırmızı gerçekten çok modaydı. Son dönemde Çin’de de yeşil, kırmızı ve sarının öne çıktığını söyleyebiliriz. Burada altını çizmek istiyorum ki, bejden değil sarının tonlarından söz ediyorum. Evet beyazlar, bejler ve griler yine olacaktır ama şu an güçlü renklerin zamanı.

Son olarak Xiamen 2023’te yapay ürünlerin altını çiziyor ve doğaltaş ile yapay ürünler arasındaki rekabeti soruyoruz. UMGG Genel Direktörü Chu sözlerini şöyle noktalıyor: “Ben buna çok takılmıyorum açıkçası. İkisinin farklı pazarlar olduğunu düşünüyorum. Nasıl ayırıyoruz? Bakın pazarın bir talebi söz konusu ise, bu ürünü satanlar da olacaktır. UMGG olarak biz doğaltaş üzerine çalışıyoruz. Ancak 10 yıldan beri yapay ürünler üzerine üretim yapan bir firmamız da var. 10 yıl önce de vardı, bugün de var. Doğaltaşın yeri her zaman farklıdır. Doğaldır, yerine bir şey koyamazsınız, başka bir ürünle kıyaslayamazsınız. Ben yapay ürünlerin doğaltaştan çok ahşap, cam gibi ürünlerle pazarı paylaştığını düşünüyorum. Doğaltaşın kendine özel bir pazarı var ve öyle de devam edecek.”

Diğer İçerikler

Elif Demir yazdı: Hem klasik hem çağdaş nasıl olunur?

Ebediyen klasik ve aynı zamanda çağdaş…Binlerce yıldır mimaride büyük yer edinen mermer bunu nasıl başarabiliyor? Nasıl hem geleneksel hem...

Hasan Ercazip yazdı: İsyan!

8 yıldır bu dergiyi yapıyorum. Belki de en karamsar sayımız bu.İMİB Başkanı Eyüp Batal konuşuyor, “Sektörde yatırım iştahı yok,...

Orman Kanunu Yönetmeliği’ne İMİB’den iptal davası

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), 24 Eylül 2024 tarihli ve 32672 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Orman Kanunu’nun...

Maden ihracatı yüzde 3.9 arttı: 4.4 milyar dolar

2023’ün 9 aylık döneminde 4 milyar 258 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye, 2024 Ocak-Eylül döneminde yüzde 3,91 artışla 4...

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nden ihracatın yıldızlarına 50 ödül

Hayatımızın her alanında yaşamımıza dokunan, konfor alanımızı genişleten madenleri binbir emekle ekonomimize kazandıran, ülkemize 2023 yılında 1 milyar 65...

Türk Mermer Maden Vakfı’nda Leyla Liman Oruç dönemi

Türk Mermer Maden Vakfı’nın olağan kurul toplantısında yönetim kurulu başkanlığına Leyla Liman Oruç seçildi. Oruç vakfın ilk kadın başkanı...

Çok Okunanlar

- Advertisement -spot_imgspot_img

Bunlara da göz atabilirsin
Diğer Haberler