Çin’in Yunfu ve Shuitou Bölgesi’nde iki depo açacaklarını söylüyor
İMİB Başkanı Ali Kahyaoğlu..
Ve diyor ki; “Çin’e mal satamayan, ARGE’si olmayan, yabancı dili olmayan, ihracatı bilmeyen, gücü olmayan firmaların mallarını götüreceğiz. Kalitesi yüksek olan firmaları götürmek istemiyorum.
Onlar zaten satıyorlar. Onlara rakip olmayacağız ama bunları oraya götürdüğün zaman muhakkak pastadan yüzde 10-15 pay alacaktır.”
Yani kısaca altyapısını kurmadan, ileriye dönük hiçbir planlama yapmadan, kalite aramadan, bir şekilde ocak sahibi olmuş firmaların bloklarını Çin’e götürüp, pazarlayacaklarını söylüyor Başkan Kahyaoğlu…
Bu tip firmaların; doğaltaş sektörüne yıllarını vermiş, yatırım yapmış, teknolojisini geliştirmiş, insan yetiştirmiş, kalitesini ispatlamış firmalar karşısında yapacağı tek şey fiyat kırmaktır.
Benim anladığım kadarıyla Kahyaoğlu’nun aslanı kediye boğdurmak
gibi bir planı var!
***
İstanbul’da mevcut bir fuarın dışında, yeni bir doğaltaş fuarı yapacaklarını söylüyor Kahyaoğlu…
Ve diyor ki; “400 kişilik yabancı alım heyetini getirip ağırlayacağız. Bu masrafların yüzde 75’ini Ekonomi Bakanlığı, yüzde 25’ini İMİB karşılayacak. Metrekare fiyatını da Euro’dan TL’ye çevirdik.”
Yani Türkiye’nin İzmir’de MARBLE gibi dünya markası olmuş, doğaltaş sektörünün arkasında durduğu dev bir fuar varken, İMİB’in parasını da, devletin parasını da bir heves için harcamaktan çekinmeyeceğini söylüyor Kahyaoğlu… Buna en büyük tepkiyi kendi yönetim kurulu üyeleri gösteriyor ama Başkan bildiğini okumaya devam ediyor…
Tabi kalitenin karşısında yapılacak ilk hamle fiyat kırmaktır. Başkan da beklediği desteği görmeyince yüzde 75 indirime gidiyor. Fuarı organize edeceği açıklanan Expotim ve Pyramid Fuarcılık ise İstanbul’u bırakmış başka fuarları pazarlıyor.
Benim anladığım bu resmen Ali Bey’in Fuarı olacak!
***
Bir de bizlerin gecesini gündüzüne katıp büyük emeklerle hazırladığımız dergilerin okunmadığını, çöpe atıldığını söylüyor İMİB Başkanı Ali Kahyaoğu…
Ve diyor ki; “Bizim 7 bin adet basılan dergimiz var. Köy muhtarlarına bile dağıtıyoruz. Onlarla röportaj yapıyoruz. Türkiye’nin en büyük dergi yayıncısıyız. Yurtdışında da 20 bin adet katalog basıp dağıtacağız.
Bizi tercih edecekler”
Yani Amerika’dan Çin’e, Brezilya’dan Hindistan’a kadar bizim boşuna koşturduğumuzu, boşuna emek harcadığımızı söylüyor Kahyaoğlu.
Eğer öyle olsaydı Marble Trend 10 yıldır sektörün baş tacı olmazdı.
Hedef kitlede muhtarlar, siyasiler varsa, anladığım kadarıyla Başkan’ın hesabı çok daha büyük!