Geldiler…
Yanlarında yardımcıları, danışmanları, bürokratları, korumaları, takım elbiseli adamları!
Herkes ayağa kalktı…
Kürsüye davet edildiler…
Herkes ayağa kalktı.
Çıktılar, Türkiye’nin 2021’de maden ihracatında cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını, 20 yılda 10 katı aşan bir artış sağlandığını, madencilik sektörüyle sıkı bir iletişim içinde olduklarını anlatıp kürsüden indiler.
Yine herkes ayağa kalktı…
***
Sonra sektörün sorunlarını dinlemeye başladılar… Ruhsat güvencesinin olmadığından, akaryakıtta KDV indirimine ihtiyaç duyulduğundan, Türkiye’deki orman bedellerinin en yakınımızdaki ülkeden 7 kat fazla olduğundan, 2008’de 36 bin olan arama ruhsatı sayısının 2021’de 5 bine indiğinden bahseden, buna rağmen rekor kırmış olan sektörün!
2022’de ihracatın daha da artması için 4 maddenin altını çizen sektörün…
1- Ruhsat güvencesinin sağlanması.
2- Orman izin süreçlerinde yüksek bedellerin makul sevilere getirilmesi.
3- Tüm için süreçlerinin sadeleştirilmesi ve hızlandırılması.
4- Enerji maliyetlerindeki (Akaryakıt ve elektrik) artış sebebiyle vergi düzenlemesi…
***
Dinlediler de… Duyan oldu mu?
Bir şeyler değişecek mi?
“Bu adamlar bu şartlarda rekorlar kırıyor, biraz önlerini açalım” diyen olacak mı?
Bekleyip göreceğiz.
Rekorları açıklamak, başarı öykülerini gururla anlatmak, hatta bu başarının payesini toplamak güzel.
Ancak herkes bilsin ki, tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.