Nostalji köşemizde bugün Antalya’da düzenlenen Anatolia Stone 2008 var…
Nostalji köşemizde bugün Antalya’da düzenlenen Anatolia Stone 2008 var…
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) ve Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin içinde yer aldığı TİM Maden Sektör Kurulu, YÖK ile 12 Mayıs’ta imzaladığı burs projesi hakkında bir basın toplantısı düzenledi. Zoom programı üzerinden online olarak gerçekleşen basın toplantısında TİM Maden Sektör Kurulu ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer ile EMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya ve yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu. Başkanlar, maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliğini tercih edenler öğrencilere 2020-2021 eğitim dönemi için verilecek burs bütçesini 1 milyon TL olarak açıkladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan TİM Maden Sektör Kurulu ve İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Dinçer, “Yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlayan madencilik sektörünün gelişmesi, ülkemizde yer altında mevcut olan, fakat işlenemeyen rezervlerin tüm sanayi alanlarında kullanımına sunulması; ithalatın önüne geçilerek milli kaynakların değerlendirilmesi anlamına gelmekte. Bunun olabilmesi ve yeni bir madencilik anlayışının gelişmesi için üniversiteden mezun, güçlü mühendislik becerileri olan ve donanımlı insan kaynağının oluşması son derece önemli. Üniversite – sanayi işbirliğini arttıracak projelerimizin nihai amacına ulaşması en büyük arzumuz ve çalışmalarımızı büyük bir titizlikle sürdürmekteyiz” dedi.
Eğitimin 3 önemli sorunu
Dinçer, Türkiye’de 14 maden, 10 jeoloji ve 1 cevher hazırlama mühendisliği bölümü bulunduğunun altını çizerken 3 önemli sıkıntının altını çizdi:
1– Kontenjanların kimi bölümlerde yüzde 50, kimi bölümlerde ise yüzde 30’a varan oranlarda boş kaldığını görüyoruz. Bize göre bunun temel nedenin bu bölümlerinin öneminin yeteri kadar anlatılmaması. 2012’den sonra üst üste yaşanan ve acısını hala yüreğimizde hissettiğimiz kazalar sebebiyle maden mühendisliği bölümüne ilgi azaldı.
2– Bu bölümlere yerleşen öğrenciler de 250-300 bininci sıradan öğrenciler. Dolayısıyla öğrenci istenen niteliklere sahip olmadığı gibi matematik, fizik gibi temel bilgilerde ciddi eksikleri bulunuyor. Bu durum eğitim sürecinde ciddi sorunlara neden olurken, mezun öğrenci niteliğini de düşürmekte.
3– Bu duruma, öğrencilerin bir üretim tesisinde çalışmaya yetecek seviyede saha deneyimine sahip olmadan mezun edilmesi de eklenince sektörü daha ileriye taşıyacak, yeni gelişmelere imza atacak nitelikte insana duyulan ihtiyacın makası sürekli açılmakta. Son dönemde geliştirdiğimiz projeleri, maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği bölüm başkanlarıyla yürüttüğümüz ortak çalışmalarla oluşturduk. Üniversite-sanayi işbirliğini arttıracak projelerimize burs vererek başladık, eğitimin bir dönemini sahada geçirmeyi düzenleyen 7+1 eğitim modeli ile derinleştirmeyi, mezunlarımızı hemen istihdam ederek de sektördeki değişimi arttırmayı hedeflemekteyiz.
Kaya: Reform hareketi başladı
Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya da proje hakkında bilgi verdi. Kaya, “Türkiye’nin maden sektöründeki rekabet gücünü arttırıp, madenlerden aldığı verimi yükseltebilmesi için iyi yetişmiş nitelikli mühendislere ihtiyacı var. Oysa Türkiye’de maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliklerine ilgi her geçen yıl azalmakta. Nitelikli mühendisleri yetiştirmek için başlangıç adımı olarak Ege ve İstanbul Maden ihracatçı Birlikleri elini taşın altına koydu. Sektörün gelecek vizyonu ile örtüşmeyen tablonun, yaklaşık bir yıllık hazırlık sürecinin ardından imzalanan protokolle değişeceğine ve bu yıldan itibaren maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliklerine ilginin artacağına inanıyoruz. Gençlerimizin sektörlerimiz adına en donanımlı şekilde bölümlerinden mezun olmalarını sağlayıp fabrikalarımızda, kendi açacakları fabrikalarda ya da işletmelerde başlattığımız bu reform hareketini hızlandırmalarını umut ediyoruz.”
Eskinazi: İş garanti de önemli
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi de projeyi takdirle karşıladıklarının altını çizdi. Eskinazi, “Nitelikli yeni mühendisler yetiştirilmesine, madenin katma değerli ihraç edilmesine ön ayak olmuş olacaksınız. Tekstil mühendisliğinde yürütülen burs projesiyle ilki başardık, çok emek verildi. Biz tekstille ilgili burs projesinde iş garantisi sözü verdik. Sizde öyle yaparsanız bir adım daha öne çıkarsınız. En önemli mesele Türkiye’nin yüzde 100 öz sermayesi madenleri gençlere tanıtıp katma değerli nasıl üretim yapılacağını iş imkanlarını anlatmamız lazım. Madenlerin bu ülke için ne kadar önemli olduğunu anlatmamız lazım. Tesislerin ne kadar çok mühendise ihtiyacı olduğunu anlatmalıyız.” dedi.
PROTOKOL NEYİ İÇERİYOR?
2020-2021 eğitim ve öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanacak olan protokole göre;
1- Üniversite sınavında ilk 50 bine giren ve ilk 5 tercihinde maden, jeoloji veya cevher hazırlama mühendisliklerinden birini tercih eden ve yerleşen öğrencilere asgari ücret tutarı kadar karşılıksız burs verilecek. (Öğretim yılını kapsayan 8 ay boyunca her ay)
2- Üniversite sınavında ilk 50 bin ile 65 bin arasına giren öğrencilere asgari ücret tutarının yarısı kadar karşılıksız burs verilecek. (Öğretim yılını kapsayan 8 ay boyunca her ay)
3- Üniversite sınavında ilk 65 bin ile 80 bin arasına giren öğrencilere net asgari ücret tutarının üçte biri kadar karşılıksız burs verilecek. (Öğretim yılını kapsayan 8 ay boyunca her ay)
İMİB’in (İstanbul Maden İhracatçıları Birliği) yüksek nitelikli isimleri sektöre çekmek için başlattığı ‘burs projesi’ resmen hayata geçirildi. İşbirliği protokolü YÖK (Yükseköğretim Kurulu) ile İMİB arasında online düzenlenen törenle imzalanırken, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, TİM Başkanı İsmail Gülle, İMİB Başkanı Aydın Dinçer, EMİB, EİB, MTA, MAPEG, İMMİB yöneticileri, YÖK üyeleri, İTÜ, Hacettepe ve ODTÜ mühendislik fakültesi bölüm başkanları elektronik ortamda töreni takip etti.
PROTOKOL NEYİ İÇERİYOR?
2020-2021 eğitim ve öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanacak olan protokole göre; * Üniversite sınavında ilk 50 bine giren ve ilk 5 tercihinde maden, jeoloji veya cevher hazırlama mühendisliklerinden birini tercih eden ve yerleşen öğrencilere asgari ücret tutarı kadar karşılıksız burs verilecek. (Öğretim yılını kapsayan 8 ay boyunca her ay)
* Üniversite sınavında ilk 50 bin ile 65 bin arasına giren öğrencilere asgari ücret tutarının yarısı kadar karşılıksız burs verilecek. (Öğretim yılını kapsayan 8 ay boyunca her ay)
* Üniversite sınavında ilk 65 bin ile 80 bin arasına giren öğrencilere net asgari ücret tutarının üçte biri kadar karşılıksız burs verilecek. (Öğretim yılını kapsayan 8 ay boyunca her ay)
* Ege Maden İhracatçıları Birliği ve Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin de yer aldığı Türkiye İhracatçılar Meclisi Maden Sektör Kurulu adına İstanbul Maden İhracatçıları Birliği’nin imzaladığı protokole göre, burs miktarı her eğitim ve öğretim yılı başında güncellenecek.
VARANK: ÖRNEK BİR PROTOKOL
Protokolden ötürü tarafları kutlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Protokolü detaylı bir şekilde okudum. Ortaya koyduğunuz çerçeve pek çok sektöre örnek olacak nitelikte tasarlanmış. Bakış açınız ve gençlerde bu alanda bir farkındalık oluşturma çabanız takdire şayan. Maalesef, genç işsizliğimiz yüksek. Bu alandaki mücadelemizde, özel sektörün daha güçlü bir şekilde yanımızda olması gerekiyor. Bu noktada; İstanbul Maden İhracatçıları Birliği, Ege Maden İhracatçıları Birliği ve Batı Akdeniz İhracatçı Birliklerini de koordine ederek güçlü bir liderlik gösteriyor. Şundan emin olun ki, gençlere istihdam alanında sunacağınız her fırsat, size misliyle geri dönecek. Bu çocukların yüksek motivasyonu da; sizin fabrikalarınıza verimlilik, etkinlik ve inovasyon olarak geri dönecek” dedi.
DİNÇER: GELECEĞİ İNŞA EDİYORUZ
İMİB Başkanı Aydın Dinçer ise Türkiye’nin sahip olduğu maden ve doğal taş zenginliği ile güçlü bir ekonomik model yaratabileceğini belirterek Dinçer, “Daha iyi, daha yeni, daha yenilikçi bir madencilik için genç nesil bizim geleceğimizi inşa edecek. Kamuda, özel sektörde veya üniversitelerde madencilik üzerine çalışacak olan gençlerimiz, hem işin niteliğini, hem de çapını ve verimliliğini arttıracak. Bugün imzaladığımız bu protokolle, bu neslin önüne son derece güçlü bir kapı açtığımız gibi, sektörümüzü de onların varlığıyla daha parlak bir hale getirmenin altyapısını oluşturuyoruz. Biz bu adım ile günü kurtarmayı değil, geleceği bugünden inşa etmeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.
SIRADA 7+1 PROJESİ VAR
İMİB Başkanı Dinçer, Maden Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği ve Cevher Hazırlama Mühendisliği öğrencilerinin 7 sömestr üniversite, 1 sömestr sanayide eğitim almalarını öngören 7+1 modeli üzerinde çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
Carrara Marmotec 2008 Fuarı’ndan objektiflerimize yansıyanlar…
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Aydın Dinçer, zoom programı ile bir basın toplantısı düzenlendi. Dinçer, doğaltaş sektör dergilerine yönelik toplantıda, ilk olarak COVİD-19 süreci ve İMİB’in attığı adımları değerlendirdi. COVİD-19 salgınının, madencilik sektörünün en büyük müşterisi Çin’de ortaya çıktığının, bu nedenle de salgında ilk etkilenen sektörün kendileri olduğunu belirten Dinçer, “Ocak ayında hem blok hem de işlenmiş ürün ihracatımızda artış söz konusuydu. Krizin ilk etkileri bizim sektörümüze yansıdı. Şubat ayından itibaren Çin’e ihracatımızı gün gün izlemeye başladık ve yüzde 60-70’lere varan düşüşleri gözlemledik. Eximbank ve Ticaret Bakanlığı ile ilk temas kuran ve kredileri ödemelerinin ötelenmesini, yeni kredilerin açılmasını talep eden de biz olduk. Sonra tüm sektörler destek isteyince, yaygın bir uygulama başlatıldı” dedi.
“ÖDEMELERİMİZİ ERTELETTİK”
İMİB Başkanı Aydın Dinçer, madencilik sektörüne özel adımlar atıldığının da altını çizerek “MAPEG’e nisan sonu verilecek teknik belgelerin, haziran sonu ödenecek devlet haklarının ötelenmesini istedik. Orman bedellerinin hiç ödenemeyeceğini, faizsiz ve taksitler halinde yıl sonuna bırakılmasını talep ettik. Ayrıca 22A dediğimiz, herhangi bir işlem yapabilmek için ‘borcu yoktur’ yazısı getirme zorunluluğunun esnetilmesini istedik. MAPEG evraklarının verilmesi eylül ayı sonuna bırakıldı. Orman bedelleriyle ilgili 3 aylık erteleme kararı alındı, bunun 3 ay daha uzatılması bakanlığa bırakıldı. Ayrıca ilk etapta mücbir sebep kapsamında olmayan madencilik sektörünün, bu kalkanın içine dahil edilmesini sağladık. Şu an sadece firmaların ilk açılışta aldıkları NACE kodu ile ilgili bir sıkıntı var. Sadece ocakçılık yapan firmaların NACE kodu madencilik olarak geçiyor. Ama fabrikanız da varsa, ocaktan çıkan ürünü işliyorsanız NACE kodu farklı olduğu için mücbir sebep kapsamından yararlanılamıyor. Mücbir sebepte SGK primlerinin ertelenmesi, vergi ve muhtasar ödemelerinin ertelenmesi gibi avantajlar söz konusu” diye konuştu.
“YIL SONU KÜÇÜLME BEKLENTİSİ YÜZDE 15”
Ardından ihracat rakamlarına değinen Aydın Dinçer şöyle devam etti: “İhracat sadece bizim bir ürün üretmemiz ve satmamızla olmuyor. Sonuçta bunun bir de alıcısı var. Karşı tarafın da piyasasının açık olması, aldığı ürünü müşterilerine satabilmesi gerek. Alıcı ülkelerdeki karantinanın kalkması, o ülkelerin toparlanması önemli. Salgının ortaya çıktığı Çin, bu süreçten etkilenen ilk ülke olmuştu. Şimdi de Çin karantinayı kademeli olarak kaldırmaya başlayan ilk ülke durumunda. İlk etapta Çin pazarında yaşadığımız yüzde 60-70 oranındaki düşüşler artık yüzde 25-35 bandına indi. Çin’de bir hareketlenme var. ABD’ye baktığımızda ülkenin belli bir kısmı süreci daha yoğun yaşıyor. O bölgelere ihracat zor. Orta bölgelerde satışlarını devam ettiren firmalarımız var. Suudi Arabistan ve Hindistan’a ihracat şu an neredeyse yok. Aynı şekilde Irak da çok sıkıntılı bir pazar. Ortadoğu ve Avrupa’nın da hareketlenmesi bizim için önemli. Sonuçta yılın bir çeyreği tamamen kaybediliyor. Zamanla bir toparlanma olacaktır ancak bunun çok hızlı olmasını beklemiyoruz. Yılı da en az yüzde 15’lik bir küçülmeyle kapatacağımızı düşünüyorum” dedi.
“MARKALAŞMA SÜRECİ İÇİN FIRSAT”
İMİB Başkanı Aydın Dinçer, COVİD-19 sürecinde dijitalin öneminin arttığını da vurguladı. Dinçer, “COVİD-19 öncesi başlattığımız bir marka çalışması vardı. ABD’de ABD Mimarlık Derneği ve ABD İç Mimarlar Derneği gibi kuruluşlarla görüşmelerimiz oldu. Bu süreçte işler webinar dediğimiz dijital seminerlerle yürüyor. Biz de bu dönemi elektronik ortamda Türk taşının karar vericilere tanıtılması, markalaşması süreci olarak görüyoruz. Bunun da Türkiye’nin iyi bir mimarı tarafından, doğaltaş kullanımı örnekleriyle, kullanım alanlarıyla ve modern mimariyle birleşimi gibi unsurları göz önünde bulundurarak yapmak istedik. İlk webinarımız ABD İç Mimarlık Derneği’ne olacak. 25 bin üyesi bulunan bir kuruluş. Ardından Kasım ayında 75 bin üyeye sahip ABD Mimarlık Derneği’nin webinarında yer alacağız. Turkish Stones markasının ABD’deki karar vericiler nezdinde güçlendirilmesi için çabalıyoruz. Ayrıca
İstanbul Kalkınma Ajansı ile bir proje yürüyoruz. Firmaların ürünlerini yüksek çözünürlükte sergileyebileceği, örneğin bir otel lobisinin 360 derece planlanan taş ile döşenmiş halinin görünebileceği, ayrıca internet üzerinden ikili görüşmelerin yapılabileceği bir platform hazırlanıyor. Ayrıca tüm üyelerimizin ürünlerinin yer alacağı bir Smart Katalog için girişimlerimiz olacak” dedi.
“SHANGAİ UÇUŞLARI BAŞLIYOR”
Ticaret Bakanlığı nezdinde yapılan bir teması da açıklayan İMİB Başkanı Dinçer, “Çin’den Türkiye’ye ocakları ziyaret etmek için, bir ticaret heyeti getirmek, özel uçak ayarlamak ve özel izin çıkarmak için görüşmelerimiz oldu. Yazışmalar da yapıldı. Ancak 1 Haziran’da THY’nin Shangai uçuşları başlıyor. Oradan konu çözülebilirse, özel bir çalışmaya gerek kalmayacak” ifadelerini kullandı.
“ÜNİVERSİTE BURSU İÇİN PROTOKOL”
İMİB’in madencilik sektörüne daha nitelikli eleman çekmek için çalışmalarına başladığı ‘burs’ konusu da Dinçer’in gündemindeydi. Maden mühendisliği, jeoloji mühendisliği ve cevher hazırlama bölümü öğrencilerine verilecek bursla ilgili konuşan Dinçer, “Salı günü YÖK Başkanı’nın da katılacağı bir zoom buluşmasında söz konusu protokolü imzalayacağız. Üniversite sınavında ilk 50 bine giren öğrenciler eğer maden mühendisliği, jeoloji mühendisliği ve cevher hazırlama bölümlerini tercih ederse, okul hayatları boyunca asgari ücret kadar burs alacak. 50 bin ila 65 bin arasına giren öğrencilere asgari ücretin yarısı, 65 ila 80 bin arasına giren öğrencilere ise asgari ücretin üçte biri oranında burs ödenecek. İMİB, EMİB ve BAİB’in oluşturduğu TİM Maden Sektör Kurulu tarafından 1 milyon TL’ye kadar burs sağlanacak. Amacımız daha başarılı öğrencileri sektöre çekmek. İmza töreni sonrası İl Milli Eğitim Müdürleri’ne projeyi tanıtmak için bir lansman düzenlenecek” dedi.
“BU YIL FUAR YAPILMAMASI GEREK”
Aydın Dinçer, sektördeki fuarlarla ilgili olarak da şu noktalara değindi: “İzmir fuarının iptalinin tartışıldığı toplantıda da net konuşmuştum. ‘Xiamen yapılamadı, bize fırsat çıktı. Bunu değerlendiririz’ diyenler vardı. Biraz öngörülü olmak gerek. İzmir fuarının yapılamayacağı çok aşikardı. Coverings iptal oldu. Verona şu an için fuarı yapma eğiliminde. Ama katılımcıların görüşlerini soruyorlardı. Eylül ayına daha çok var. Ancak İtalya bu süreçte en büyük hasarı görmüş olan ülke. Eylül ayında ikinci veya üçüncü bir dalga olabilir. Fuarlar bir çok insanın aynı çatı altında bir araya geldiği, ortak nefes alıp verdiği yerler. Ayrıca örneğin Çin’e gitmek için 10 saat gidiş, 10 saat dönüş uçak içinde kalıyorsunuz. En riskli bölgeler havalimanları, uçaklar. Benim düşüncem, bu yıl fuar yapılmaması yönünde. Xiamen’in de bir kez daha ertelenmesi söz konusu olabilir. Biz İMİB olarak milli katılımını organize ettiğimiz Coverings için alınan fuar bedellerini firmalara iade edeceğiz. Fuar idaresi bu paraları gelecek yıla mahsub etmek istiyor ancak biz yine de katılımcı üyelerimize ödemelerini yapacağız. Ayrıca nakliye gibi maliyetleri de üyelere yansıtmayacağız” dedi.
“KAPIYA KİLİT VURAN FİRMA OLMADI”
COVİD-19 sürecinin sektöre etkisiyle ilgili bir soruya yanıt veren Dinçer, “Süreçte faaliyetlerine ara veren firmalar var. Kısa Çalışma Ödeneği’nden yararlanmak için geçici olarak üretimi durduranlar var. Ancak bu sektörün tümüne yansımış durumda değil. Kapıya kilit vuran firmamız olmadı. Kendi özkaynaklarına bağlı olarak stoğa çalışmayı tercih edenler var. Ocaklar kısmında duraksama biraz daha fazla” ifadelerini kullandı.
“MADEN KANUNU İÇİN ÇABALIYORUZ”
İMİB Başkanı Dinçer, yeni maden kanunu hazırlıkları için de “Bakanlıklarla yaptığımız görüşmelerde maden kanununun, COVİD-19 süreci sonrası sektörün toparlanması için çok önemli olduğunu söylüyoruz. Çünkü salgın sonrası bu kaybettiğimiz süreyi daha çabuk kazanmamız gerek. Onlar da bir taslak çalışmasını tamamlamışlardı. Geçen haftayı bakanlıklar nezdinde finansal mevzular, ötelemeler, yazışmalar, telefon görüşmeleriyle geçirdik. Şimdi de ‘Ertelemelerle önümüzü açtınız, ama orman izin süreçlerinin kısaltılması, orman bedellerinin dünya standardına çekilmesi ve yeni maden kanununun sektörle istişare edilerek bir an önce çıkarılması gerek’ diyoruz” diye konuştu.
Dünyayı etkisi altına alan Coronavirüs salgını nedeniyle 20-23 Nisan 2020 tarihlerinde düzenlenmesi planlanan Coverings fuarının ertelenmesi üzerine aynı tarihlerde sanal ortamda organize edilen Coverings Connected’ın, yaklaşık 4 bin profesyoneli buluşturduğu açıklandı.
Coverings organizasyon firması Taffy Event Strategies Başkanı Jennifer Hoff, “Bu online tecrübe Coverings’in seramik ve doğaltaş endüstrisini büyütme misyonunu daha ileri taşıyarak yeni öğrenme fırsatları yarattı” diye konuştu.
Coverings Connected kapsamında düzenlenen seminer ve diğer içeriklere firmanın internet sitesinden ulaşılabileceği ifade edildi.
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) ve Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB) Türk doğaltaşlarının daha çok tanınması için doğaltaş tasarım yarışması düzenliyor. İMİB’in Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması 9. kez gerçekleştirilirken, EMİB tarafından “Taşa sanat kat” sloganıyla organize edilen Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışması “Amorf” bu yıl ilk kez düzenlenecek.
İMİB ödülleri Kasım ayında sahiplerini bulacak
İMİB tarafından bu yıl 9.’su düzenlenen Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması, Türk doğaltaşlarının tasarımcı ve mimarlara tanıtılarak günlük yaşamda kullanılması, özgün ve endüstriyel olarak üretilebilir ürünlerin tasarlanmasına katkı sağlanması için düzenleniyor. ‘Öğrenci’ ve ‘profesyonel’ olmak üzere iki kategoride düzenlenen yarışmada dereceye girenlere toplam 86 bin TL’lik para ödülü verilecek. Bunun yanı sıra ilk üçe giren öğrencilere Ticaret Bakanlığı tarafından “Yurt Dışı Tasarım Eğitimi Bursu” sağlanacak. Ödüller, her yıl Kasım ayında düzenlenen Design Week Turkey (Türkiye Tasarım Haftası) 2020’de sahiplerine teslim edilecek.
Son başvuru tarihi 14 Ağustos
Yarışma kapsamında Türk doğal taşlarının kullanılması zorunluyken, toplam maden ihracatında 1,8 milyar dolarlık yer kaplayan mermer, traverten, granit, oniks, kayağan taşı, kireçtaşı, andezit, bazalt kullanımı ise öncelikli materyaller olarak açıklandı. Yarışma başvuruları www.dogaltastasarimyarismasi.com web sitesi üzerinden tek aşamalı ve online olarak ön kayıtsız alınıyor. Son başvuru tarihi 14 Ağustos olan yarışmaya katılım için herhangi bir belge ya da pafta teslimi gerekmiyor.
Üniversitelerin endüstriyel tasarım, mimarlık ve sanat bölümü öğrencileri ile sektör profesyonellerinin katılımına açık olan yarışma için yapılan duyuruda; evde kalırken üretmeleri, tasarlamaları hem bugüne hem de yarına sahip çıkmaları istendi.
EMİB’ten bir ilk: Amorf
Ege Maden İhracatçıları Birliği tarafından “Taşa sanat kat” sloganıyla bu yıl ilk kez düzenlenen Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışması “Amorf”, öğrenci ve profesyonellere yönelik 2 kategoride gerçekleştiriliyor. Yarışmaya üniversitelerin Mimarlık, Mühendislik, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakülteleri lisans veya yüksek lisans bölümlerinde okuyan tüm öğrenciler ile üniversitelerin Mimarlık, Mühendislik, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakülteleri lisans, yüksek lisans programlarından mezun olanlar katılabilecek.
3 farklı konu başlığı
Doğal taş Proje ve Tasarım Yarışmasında, “Mermer artıklarının değerlendirilmesi ve ekonomiye kazandırılmasına ilişkin tasarım projeleri”, “Dış mekan projeleri”,” İç Mekan mobilya, aksesuar ve uygulamaları projeleri” olmak üzere üç konu başlığında tasarımlar kabul edilecek.
Seçilen her projeye 10 bin TL ödül
“Doğal Taş Proje ve Tasarım Yarışması”nda; profesyonel ve öğrenci kategorilerinin toplamda 10 proje seçilecek, seçilen her bir proje için 10 bin TL tutarında ödül verilecek. Ege İhracatçı Birlikleri’nin yapacağı projenin onaylanması halinde final kalan öğrenci kategorisindeki yarışmacılara Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenen kişi sayısı doğrultusunda yurt dışında eğitim hakkı verilebilecek. Sponsor firma ve jürinin uygun görmesi durumunda finale kalan projeler arasından seçilen bir ürün üretilip tasarımcının ticari hakları korunarak satışa sunulacak. Jürinin uygun görmesi durumunda finale kalan projeler arasından seçilen bir projeye 1 yıllık ürün ve iş geliştirme mentörlüğü sağlanacak.
Son başvuru 15 Haziran
Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin “Doğaltaş Proje ve Tasarım Yarışması”na başvurular 15 Haziran 2020 tarihine kadar yapılabilecek. Ödül töreninin, her yıl Ekim ayının ilk haftası kutlanan Dünya Mimarlık Günü ile eşzamanlı ödül töreni, sergi, mimarlarla network etkinliği şeklinde düzenlenmesi planlanıyor.
Türkiye’nin Çin Büyükelçisi Abdülkadir Emin Önen, TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) tarafından düzenlenen ‘Covid-19 sonrası Çin’de ihracatçılar için hangi fırsatlar var’ konulu programa konuk oldu. TİM Başkanı İsmail Gülle ve moderatör Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan Önen, Covid-19 sürecine, sürecin etkilerine ve Çin ekonomisinin rakamlarına dair önemli bilgiler verdi. Önen, “Bu kriz nasıl olsa bitecek. Bittiği zaman hepimizin çok daha hazırlıklı, çok daha hızlı olması gerekecek. Elimden geldiğinde Türkiye’den canlı bağlantılara katılmaya, burada biriken tecrübeyi paylaşmaya özen gösteriyorum” dedi.
“ÇİN ÜLKE DEĞİL, KITA OLARAK DÜŞÜNÜLMELİ”
İlk olarak virüsün ortaya çıkış sürecini değerlendiren Büyükelçi Önen, “Öncelikle bizim Çin’i doğru algılamamız gerek. Çin deyince bir ülke değil, bir kıta anlaşılmalı. Buradaki 22 eyaleti de bir ülke olarak düşünmek gerek. Mesela virüsün ortaya çıktığı Hubei eyaleti Çin ekonomisinin yüzde 4’ünü oluşturuyor. 60 milyon nüfusu var. Avrupa’daki birçok ülkeden büyük bir eyalet. Yani Hubei’yi bir ülke olarak düşündüğümüzde, dünyanın en büyük 21. ülkesi çıkıyor karşımıza! Ekonomisi Arjantin’den, Belçika’dan, Güney Afrika’dan büyük bir yer Hubei. Buradaki ilk vaka 13 Aralık’ta tesbit ediliyor. Ardından bu durum 31 Aralık’ta Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bildiriliyor. 10 Ocak’ta ilk ölüm gerçekleşiyor ve 541 vaka takip ediyor. Derken 23 Ocak itibarıyla Wuhan şehri, 24 Ocak’ta Hubei eyaletinin her yerinde karantina ilan ediliyor. Bununla birlikte Hubei’nin Çin ile tüm irtibatı kapatılıyor” dedi.
“4 BİN 642 ÖLÜMÜN 4 BİN 512’Sİ HUBEİ’DE”
Salgın konusunda Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hatalı olduğunu da belirten Önen, “Bu salgın 13 Aralık’tan 23 Ocak’a kadar pandemi haline geldi. Bence DSÖ de hatalar yaptı, zamanında doğru kararları alamadı. Çünkü salgın ilk başladığı zaman seyahat ve ticaretin önünde bir engel olmadığını söylemişti DSÖ. Çin bunun tam tersini yaptı. Hubei’nin tüm dünyayla ulaşımını kesti. Seyahat ve izolasyona dikkat edilmediğinde neler olacağını bugün tüm dünya yaşamakta. Çin’de bugüne dek görülen vaka sayısı 84 bin 237. Bunların 68 bin 128’i Hubei’de. Aynı şekilde Çin’de meydana gelen toplam 4 bin 642 ölümün de 4 bin 512 Hubei’de gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
“15 GÜNDÜR ÇİN’DE YENİ VAKA YOK”
Kendisine “Bu virüs dünyaya çok hızlı yayıldı ama Çin’de nasıl yayılmadı” şeklinde sorular geldiğini hatırlatan Çin Büyükelçisi Önen, “Hubei’yi çok sıkı bir karantinaya alınması burada önemliydi. ‘Çin başardı mı, salgın bitti mi’ diyenler de oluyor. Tam anlamıyla bir başarıdan söz etmek için çok erken. Çünkü tedavi süreçleri devam ediyor. Ama son 10-15 gün içinde Çin kaynaklı yeni vaka olmadı. Bu sevindirici. Çin’in korktuğu asıl tehlike, ikinci bir salgın dalgası. Buna da yurt dışından gelenlerin sebep olması. Çünkü artık salgının merkezi ABD ve Avrupa. Buralarda da çok sayıda Çinli var. Onların ülkelerine gelişleri bile çok sıkı kontrol altında, çok ciddi önlemler söz konusu. Türkiye’den farklı önlemler de var. Mesela site, apartman girişlerinde herkes kendi evine dahi bir kimlikle giriyor. Bu kart dışında kimse giremiyor. Misafir kabul edemiyorsunuz. Siparişler sitenin kapısına kadar geliyor. Siz aşağıya inip alıyorsunuz. Sokakta maske takma zorunluluğu ilk günden beri devam ediyor. Taksilerde müşteri mutlaka arka koltuğa oturtuluyor. Ve arada biz izolasyon malzemesi bulunuyor. Yan koltuğa müşteri alınamıyor. Ülkeye yabancıların girişi tamamen durduruldu. Tüm ülkelere karşı aynı tutum var. Her ülkeden haftada sadece bir uçuşa izin veriliyor. İşyerlerinde 50 metrekareye bir kişi düşecek şekilde çalışmaya izin veriyorlar. Çoğunluk halen evlerinden çalışıyor” diye konuştu.
RAKAMLARLA ÇİN EKONOMİSİ
Ardından Çin ekonomisine dair çarpıcı rakamlar veren Büyükelçi Emin Önen, “2002 yılında dünya ekonomisinin büyüklüğü 34.7 trilyon dolardı. O tarihte Çin ekonomisinin büyüklüğü 1.48 trilyon dolar. Dünya ekonomisinden aldığı pay yüzde 4.3. 2019 sonu itibarıyla dünya ekonomisinin büyüklüğü 86.6 trilyon dolara ulaştı. Çin ekonomisinin büyüklüğü ise 14.2 trilyon dolar. Dünya ekonomisinden Çin’in aldığı pay yüzde 16.3. Hatırlarsanız 2002 yılında da bir SARS krizi vardı. Bu rakamlarla baktığınızda dünya ekonomisi Çin’in durumundan elbette etkilenecektir. Zira Çin 2.6 trilyon dolar ihracat, 2.2 trilyon dolar ithalat yapıyor. Dünyadaki 56 ülkenin en çok ihracat yaptığı ülke Çin. Ayrıca 64 ülkenin en çok ithalat yaptığı ülke konumunda. Çin ekonomisi 2020’nin ilk çeyreğinde yüzde 6.8 daraldı. 2019 yılında yüzde 6.1’lik büyüme gerçekleşmişti ki, bu son 29 senenin en düşük büyüme oranıydı. Ülkenin ihracatı yüzde 13.3, ithalatı ise yüzde 2.9 oranında düştü. Çin’in hizmet sektöründeki kaybı ilk 2 ay sonunda 300 milyar doların üzerinde. Özellikle otomotiv sektörü yüzde 80 küçüldü. Tekstil, bilgisayar, elektronik gibi sektörler de krizden çok etkilendi. Bu küçülmeler, dünyadaki büyük şeyleri tetikleyecek gibi görünüyor.
“ÇİN YÜZDE 80 NORMALE DÖNMEYE BAŞLADI”
Çin’in yavaş yavaş normalleşme sürecine girmeye başladığını da ileten Önen şöyle devam etti: Çin’de hayat yavaş yavaş normale dönüyor. 100 günü geride bıraktık burada. Tarım işçilerinin hemen hemen tümü işbaşı yaptı. Bu oran perakende sektöründe yüzde 70, tedarik zincirinde yüzde 60 düzeyinde. Üretim bazlı olmayan işyerlerinde ise evden çalışma sürüyor. Çin’in tümüne baktığımızda yüzde 80’in normale dönmeye başladığını söyleyebiliriz. Ticaret önünü görmeyi, plan yapmayı, istikrarı sever. Sürecin en kötü tarafı muğlaklık. Ekonominin en büyük tehdidi o.”
“TÜRKİYE’NİN HEDEFLERİNE ÇİN’SİZ ULAŞMASI ÇOK ZOR”
Büyükelçi Önen, Türkiye-Çin ilişkilerini de değerlendirdi. Önen, “Eğer biz buradan bir fırsat yakalamayı düşünüyorsak, ilk olarak iğneyi kendimize batıracağız. Buraya asla alternatif pazar demeyeceğiz. Burayı bir ana pazar olarak görmediğimiz sürece o noktaya gelemeyiz. Ben holding patronundan en küçük esnafımıza kadar herkese yardıma hazırım. Ama önce buranın yolunu öğreneceğiz. Burası Uzakdoğu değil. Bizim kafamızda uzaklaştırmışlar. Buraya Uzakdoğu diyenler burada büyük ticaretler yapıyor. Buradan korkmamamız gerekiyor. Bu toplum ürettiği kadar tüketiyor. Örneğin orta sınıf diye bir sınıf var burada. 400 milyonluk bir nüfusa karşılık geliyor. Bu sınıfın yıllık geliri 25 bin doların üzerinde . Ve alışkanlıkları her yıl daha da lükse gidiyor. İki ülke arasında şu ana kadar potansiyelinin çok gerisinde ilişkiler var. Bizim Türkiye olarak iktisadı hedeflerimiz var. Bu hedeflere Çin’siz ulaşmak, Asya’sız ulaşmak çok zor. Geçtiğimiz haftalarda bizim Varlık Fonumuz ile buradaki Sinosure arasında 5 milyar dolarlık bir anlaşma yapıldı. Bu bile, önümüzdeki süreçte Türkiye-Çin ilişkilerinin nasıl bir ivmeyle hızlanacağının göstergesi. Burada bize düşen hem fuarlarla katılıp Çin’e daha fazla ürün satmak hem de Çinli yatırımcıyı daha fazla Türkiye’ye getirip daha fazla üretim yaptırmak” dedi.
Stonetech Shanghai 2008 fuarından objektiflerimize takılanlar…
Maden sektörünü yakından ilgilendiren orman bedellerinin ertelenmesi ile ilgili kanun teklifi TBMM’den geçerek yasalaştı. Kanun kapsamında 1 Nisan 2020 tarihinden itibaren 3 aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gereken bedeller başvuru şartı aranmaksızın 3 ay süreyle ertelendi.
Uzatma yetkisi Tarım Bakanında
Süre bitiminin ardından kararı 3 aya kadar uzatma yetkisi de Tarım ve Orman Bakanı’na verildi. Kararda alacakların ertelenen süre sonunda, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde, herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulanmadan tahsil edileceği hükme bağlandı.
Karar metni
TBMM’de kabul edilen 2/2812 Esas No’lu “Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun” maddesinin ilgili hükümleri şu şekilde: “Turizm tesisi maksadıyla verilen izinler hariç olmak üzere 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince Devlet ormanlarında gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına verilen izinler ile Orman Genel Müdürlüğü tarafından 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu gereğince kiraya verilen mesire yerleri ve taşınmazlardan 1/4/2020 tarihinden itibaren 3 aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gereken bedeller başvuru şartı aranmaksızın 3 ay süreyle ertelenir. Bu süreleri bitiminden itibaren 3 aya kadar uzatmaya Tarım ve Orman Bakanı yetkilidir. Bu alacaklar ertelenen süre sonunda, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde, herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulanmadan tahsil edilir. Ayrıca verilen izinlerin erteleme dönemi içerisinde tahakkuk eden ilk yıl bedellerine karşılık banka teminat mektubu alınarak yer teslimi yapılabilir.”